Moore Yasası nedir? Sonu gelir mi?

Moore Yasası, Intel şirketinin kurucularından Gordon Moore’un 19 Nisan 1965 yılında Electronics Magazine dergisinde yayınlanan makalesi ile teknoloji tarihine kendi adıyla geçen yasa.
Moore Yasası nedir?
Her 18 ayda bir tümleşik devre üzerine yerleştirilebilecek bileşen sayısının iki katına çıkaracağını, bunun bilgisayarların işlem kapasitelerinde büyük artışlar yaratacağını, üretim maliyetlerinin ise aynı kalacağını, hatta düşme eğilimi göstereceğini öngören deneysel (ampirik) gözlem. 1965 yılında, “mikroişlemciler içindeki transistör sayısı her yıl iki katına çıkacaktır” diyen Moore, daha sonraları 1975 yılında bu öngörüsünü güncellemiş ve her iki yılda bir iki katına çıkacak şekilde düzeltmiştir.

Moore yasasının sonumu geliyor!

Moore Kanunu ve Post-Silisyum Çağına Doğru 90’lı yılların başından itibaren bilgisayarların kapasitesinde ve işlem gücünde yaşanan ve yıllar öncesinden Gordon Moore tarafından da öngörülen baş döndürücü hızlanmanın nefesi son yıllarda kesilmeye başladı. Gordon Moore, sadece Moore Kanunu olarak da bilinen bu efsanevi öngörünün kâşifi değil, aynı zamanda dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi olan Intel’in kurucularından. Fakat bu yavaşlamanın nedeni, birçok kullanıcının düşündüğü gibi üreticilerin daha yüksek kapasiteli bilgisayar üretimini gerekli görmemesi değil, aksine günümüz elektroniğinin ve bilgisayarlarının
ham maddesi sayılan silisyum elementinin bazı özelliklerinden kaynaklanan doğal sınırlamalar. Efsanevi Moore Kanunu’nun 2020 başlarında geçerliğini yitirmesi ve bunu takiben post-silisyum çağına girilmesi bekleniyor. O zamana kadar mikroişlemci üretimindeki başlıca faktör olan silisyumun yerini alacak yeni bir maden bulunamaması veya yeni bir teknoloji geliştirilememesi durumunda ise yeni bir ekonomik krizin daha dünya ekonomisinin kapısını çalması hayli yüksek bir olasılık.
moore yasası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder